18.3.08

Limonlu Hindistancevizli Truffel - Kandil Çiçeği





2007-ağustos tarihli bu tarifimi de bugün yayımlamak kısmetmiş. Bunun gibi daha yayımlamadığım ya da fotoğrafını çekmediğim bir yığın tarif var aslında.
Truffel`ları yukarıda gördüğünüz gibi Güvey feneri (Kaapse bessen, Physalis) denilen bir bitki ile süsledim. Sonia abla sitesinde benim bir zamanlar evimi süsleyen bu bitkiden bahsetmiş. (Makro'da şu anda satılıyor)

Ülkemizde, yabani türünün genellikle güvey feneri olarak adlandırıldığı Physalis, Avrupa ülkelerinde ise sarı fener, kibar fener, gelin feneri, olarak biliniyor. Bu isimleri almasının nedeni ise oldukça çekici bir yapıya sahip olan dış görüntüsüdür. Çiçekleri sarı renkli olan bitkinin meyveleri oldukça gösterişli taç yapraklar içinde (kaliks) yer alıyor. Meyveleri çepeçevre saran kaliks sararıp tül görüntüsünü alarak fener izlenimini veriyor...

Yazının devamı için buraya tıklayın.

Limonlu Truffel

1 1/4 dl. krema
250 gr. beyaz çikolata (ince kıyılmış)
4 kaşık limon kabuğu rendesi
140 gr. hindistan cevizi
(Ben ölçüleri yarıya indirerek yaptım)
  1. Kremayı bir kaba koyup ocakta sürekli karıştırarak kaynayıncaya dek pişirin. Kaynar kaynamaz ocaktan alıp çikolataları ilave edin ve çikolatalar iyice eriyinceye kadar karıştırın. Yarım saat kadar soğumasını bekleyin.
  2. Mikserle pürüzsüz bir kıvam elde edinceye kadar çırpın. 2 çay kaşığı limon kabuğu rendesi ve 40 gr. hindistan cevizi rendesini ilave edin. Streç film (saran) serdiğiniz buzluğunuza uygun bir tepsi üzerine karışımdan birer tatlı kaşığı dökün ve dondurun.
  3. Kalan 2 kaşık limon kabuğu rendesi ve hindistan cevizini karıştırın. Buzluktan çıkardığınız truffelları elinizde yuvarlayın ve limon kabuğu rendesi+hindistan cevizi karışımına bulayın.
Yaklaşık 30 adet.

Kaynak: TIP Culinair

18.2.08

Muzlu Kek

Kızım ve arkadaşları lumpia yaparlarken ben de onlara muzlu kek pişiriyordum. Annemiek'in trene yetişmesi gerekiyordu. Acele ile kekin ara malzemesini de hazırladım ve ben servis etmeden aşağıda görüldüğü gibi düzensizce kesip yemişler. Fakat tadını çok beğenmişler. Annemiek'in fotoğraf makinasıyla akşam akşam çektim. Hazır elime makina geçmişken yaptığım el işlerini de çekmiştim. Onları görmek isterseniz Eli izi'ne bakabilirsiniz.

Muzlu Kek

125 gr. tereyağ
125 ince taneli şeker
2 yumurta
125 gr. kekun
2 muz
pudra şekeri

Ara krema:
50 gr. toz badem
50 gr. pudra şekeri (45 gr. kulandım)
1 muz
yarım limon suyu

Yağ ile şekeri çırpın. Bir yumurtayı kırıp ilave edin ve çırpın. İkinci yumurtayla birlikte bir kaşık un ilave edip çırpmaya devam edin. Kalan unu ve rendelenmiş muzları ilave edip karıştırın.
Keki 18 cm. çapında kalıba döküp 20-25 dakika kadar pişirin. Keki ikiye bölün.
Pudra şekeri ile bademleri ve limon suyunu karıştırın. Soğuttuğunuz kekin üzerine sürün. diğer keki üzerine kapatın. Üzerine pudra şekeri serpipi servis edin (Ertesi güne kalırsa muzlar biraz kararıyor, fakat tadında fazla değişiklik olmuyor).

9.2.08

Çikolatalı Pasta

(Aşağıdaki tarifi aslında geçtiğimiz temmuz ayında yapmışım. Bunun gibi birkaç tane tarif var yayımlayamadığım! Bu arada hala bir fotoğraf makinası almadım!)

Yeni çıkan "helvalı çikolata" nın rağbet görmemesi üzerine ürünü değerlendirmek amacıyla (yutturmak için) yapılmış pasta. İç krema helvalı çikolata ve kremadan oluşuyor. Bunu bir ben bir de eşim biliyordu. Şimdi siz de biliyorsunuz! Aşağıya tarifteki kremanın aslını yazdım fakat o iç kremayı denemedim. Bizim helvalı pasta da iyi yutuldu!


Malzemeler:
150 gr. küp küp kesilmiş tereyağ
150 gr. küçük küçük doğranmış bitter çikolata
200 gr. şeker
200 ml. süt
150 gr. kekun
75 gr. un
1/4 kakao
2 yumurta
pudra şekeri

İç krema:
150 gr. küçük küçük doğranmış beyaz çikolata
60 gr. tuzsuz küp küp kesilmiş tereyağ
1 sarısı-beyazı ayrılmış yumurta
200 ml. sıvı krema

  1. Beyaz çikolatayı su banyosu (benmari) hazırladığınız kapta eritin. Ocaktan alın ve soğumaya bırakın. Yumurta sarısını çırpıp çikolataya ekleyin. Pürüzsüz bir karışım elde edinceye kadar karıştırın. Ayrı kapta kremayı çırpıp çikolataya ilave edin. Yumurta akını çırpıp karışıma yavaş yavaş ilave edin. Karışımı buzdolabına kaldırın.
  2. Bir tencerede, yağ, çikolata, şeker ve sütü ağır ateşte çikolata ve şeker eriyinceye kadar karıştırın. Bir kenarda ılınmaya bırakın. Unları, ve kakaoyu bir kapta karıştırın. Çikolatalı karışıma unları ilave edip karıştırın. Yumurtaları teker teker karışma ilave ederek karışımı iyice çırpın. 22 cm çapındaki kalıba karışımı dökün. 75 dakika (fırınınızın ayarına göre süre değişebilir) 160 derecede önceden ısıtılmış fırında pişirin. Izgarada soğumaya bırakın.
  3. Keki ikiye bölün. Alt keke beyaz kremayı sürün ve üst keki yerleştirin. İki saat buzdolabında bekletin. İsterseniz pudra şekeri serperek servis edin. Ertesi gün daha lezzetli oluyor.
Kaynak: Chocolade Fijnproevers

14.11.07

Son kullanma tarihi geçmiş Sübye ve Cheesecake

Kitapta da yazdığı gibi mevsiminde kavun alınır ve sübye yapılır. Ben ağustos ayında ve gece yarısı yapmışım. Evet hatırlıyorum geç bir saatte kalkışmıştım yapmaya. Kavun çekirdekleri beni epeyce yormuştu. Robotta ezilmesi gerekiyordu. Defalarca robotun kabından boşaltıp süzdürme işlemi yaptım. Çekirdekler "ayrılmayız ayrılmayız kabuklarımızdan!" diyerek direniyorlardı sanki. "Et-tekraru bi ahsen, velev kane yüzseksen" cümlesini hatırlattı. Tekrar etmek 180 kere dahi olsa güzeldir deniyor ama bana fenalık getirmişti tekrar tekrar aynı işlemi yapmak. Robottan çıkarıp havanda ezmiştim daha sonra. "Bir daha sübye falan yapmam!" demiştim. Bir gün; hayır hayır yine bir geceydi dolgun dolgun kavun çekirdeklerine rastlayınca dayanamadım yine yaptım. Tabi işlem süresi kısalmış ve daha kolay olmuştu.


Bisküvi tabanlı cheese cake'lerden pek hoşlanmıyorum aslında. Ama ben bu kekte Italyan cantuccı kullandım ve çok hoş oldu. Cantucci peksimet gibi çok sert bir bisküvi. Robotumu zorladı biraz. Ertesine güne kaldığı zaman bisküvi hamuru yumaşadı. Yumuşayınca hoşuma gitmiyor.
Ben bu tarifi de yapalı epey zaman oldu. O yüzden tam olarak nasıl yaptığımı hatırlayamıyorum. Üst malzemem çok gelmişti ve bisküvi miktarını artırdığımı hatırlıyorum!

Mini krem peynirli kekler

6 adet bisküvi (cantucci kullandım)
50 gr. tereyağ
fiske tarçın
1 limon
1 kaşık mısır nişastası
2 yumurta
100 gr. beyaz şeker
2 kaşık marmelat
1 paket ricotta ya da labne (250 gr.)
1 kutu crem fraiche

Mutfak robotunda bisküvileri kırıntı haline getirin. Yağı eritin. Bisküvi kırıntısına tarçın (cantucci kullanırsanız gerek yok) serpin karıştırın. Yağı ekleyin karıştırın. Muffin kalıplarına kağıt kalıplar yerleştirip birer kaşık bisküvi karışımından paylaştırın. Kaşıkla iyice bastırın. 15 dakika buzdolabında bekletin.
Fırınınızı 175 dereceye ayarlayıp ısıtın. Limonun kabuğunu rendeleyin ve yarım limonun suyunu sıkın. Sıktığınız limon suyunda nişastayı eritin. Bir kapta şekerle yumurtaları çırpın. Nişastayı, limon rendesini, 2 kaşık marmelatı (kayısı kullandım) şekere ekleyip karıştırın. Ricottayı, creme fraicheyi ilave edip karıştırın. Buzdolabından muffin kalıbını çıkarıp karışımı paylaştırın. Fırının orta ızgarasında 30 dakika pişirin. Soğuduktan sonra buzdolabına kaldırın.

1.11.07

Harira

Birazda tuzlu bir yemeğe yer vermek istedim bugün. Harira Faslıların sahurda tercih ettikleri çorba. Nohutla yapıldığı gibi mercimekle de yapılıyormuş. Elime geçen tarifler birbirinden farklı malzemelerle yapılmış. Ben "Marokkaanse Keuken" adlı kitaptan bizim damak zevkimize en uygun olan tarifi seçtim. Tarifi aşağıya olduğu gibi yazıyorum. Fakat ben bu ölçülere sadık kalmadım. Et suyu yerine su, 800 gr. konserve domates yerine iki adet taze domates kullandım. Nohutu da göz kararı kullandım. Pişmeden evvel çorbaya biraz erişte ilave ettim.

500 gr. kuzu pirzola (kemiklerinden ayrılmış)
2 kaşık zeytin yağı
2 küçük soğan
2 diş sarmısak
1 ç.k. kimyon
2 ç.k. kırmızı biber
1 defne yaprağı
3 kaşık taze kişniş (kullanmadım)
2 kaşık salça
1 lt. et suyu
800 gr. konserve domates
850 gr. haşlanmış nohut
3 kaşık maydanoz

Eti küçük küçük doğrayın. Tencereye yağı koyun. Soğanı ve sarmısağı hafifçe kavurun. Eti ilave edip kavurmaya devam edin. Kimyon, defne yaprağı ve biberi ilave edin. Bir iki dakika sonra domates püresini ekleyin. Karıştırıp iki dakika sonra et suyunu ekleyip pişmeye bırakın.

Nohutu, konserve domatesi, maydanozu ilave ettikten sonra kısık ateşte pişirmeye devam edin. Tuz, pulbiber ekleyip ocaktan alın ve kişniş yaprakarı ile servis edin.

16.10.07

Işgınlı Tart 2


Mayıs ayında yaptığım ışgınlı tartı ancak bugüne yayımlayabildim. Piyasada ışgın kaldı mı acaba bilemiyorum ama geçen ay organik ürünler satan bir yerde görmüştüm. Ablam çok sevmişti ışgını.

Hamuru:
300 gr. un
180 gr. tereyağı
150 gr. esmer şeker (beyaz şeker kullandım)
1 çırpılmış yumurta
Limon kabuğu rendesi
Bir fiske tuz

İç:
2 adet ışgın
1 elma
Bir avuç üzüm
60 gr. şeker

Un, yağ, şeker, yumurtanın yarısı, limon kabuğu rendesi ve tuzu bir kapta yoğurun. Hamuru poşete koyup buzdolabına kaldırın.
Işgınları ve elmayı doğrayın. Üzüm ve şekeri katıp karıştırın. Fırını 180 dereceye getirin.
Hamuru buzdolabından alın ve kalıbınıza (24 cm.) yerleştirin (hamurdan biraz üzeri için ayırın). İç malzemesini hamurun üzerine yayın. Kalan hamurdan şeritler yaparak ya da kalıplarla keserek ışgınlı karışımın üzerine yerleştirin. Üzerlerine yumurta sürüp fırında pişirin.

8.10.07

Leblebili hurmalı bonbon


Leblebi ile üzümün birbirine yakıştığını sanırım bilmeyen yoktur. Ben de bu fikirden yola çıkarak leblebi ile üzümü çikolata ile tanıştırmaya karar vermiştim. Ancak evdeki hesap çarşıyı tutmadı. Bizim bakkalda (dolapta) üzüm var sanıyordum ne zaman tüketilmiş hiç farketmemişim. İşe kalkıştık bir kere. Yapılacak bu bonbon. Üzüm olmazsa başka biriyle tanıştırırız. Bakkalda kabuğu soyulmuş yumuşacık hurmalar buldum. Artık hurma ile leblebi arkadaş olacaklar çare yok. Biraz beyaz, çoğunluk olarak bitter çikolataları erittim, ılınmaya bıraktım. Hurmaları incecik doğrayıp kakule serptim. Başka ne yapmıştım hatırlamıyorum çok oldu bu tarifi yapalı. Kalpli plastik buz kalıbına biraz çikolata döktüm. İkişer tane leblebi yerleştirdim. Hurmaları yerleştirdim. Tekrar çikolata döktüm. Yaprak bademlerden üzerlerine dökerek elimle bastırdım. Buzdolabına yerleştirdim. Donduktan sonra kalıptan çıkardım.

2.10.07

Peyniraltı suyu ile kılçıksız buğdaydan ekmek

Daha önceki yaptığım ekmeğin fotoğrafı.

Peynir altı suyundan mı yoksa undan mı kaynaklı bilmiyorum bu ekmeğim uzun süre dayandı.

Buğday, insan yaşamını ekonomik ve kültürel olarak etkilerken, insan da buğdayın evrimini etkilemiştir. İlk tarım köylerinde ekilen iki çeşit buğday vardı: Siyez (Triticum monococcum) ve gernik (Triticum dicoccum). Bunlar, yabani atalarına göre biraz daha iri taneli ama yine yabaniler gibi kavuzlu (taneyi sıkıca saran örtü) ve başağı taşıyan sapları yarı kırılgan yapıda türlerdi. Daha sonraki dönemlerde ise iri taneli, uzun boylu ve kavuzsuz, bu nedenle işlemesi çok daha kolay iki tür ortaya çıktı: Makarnalık buğday (Triticum durum) ve ekmeklik buğday (Triticum aestivum).
Buğdayın geçirdiği bu genetik ve fiziksel değişiklikler, insanların kendi işlerine yarayan özellikteki buğdayları seçerek bir sonraki yıl ekmek üzere ayırmaları ile başlayıp zaman içinde birikerek oluşan seçilim baskısının sonucudur. Bugün tüm dünyada ekimi yaygın olarak yapılan yalnız bu iki türdür. Türkiye’nin bazı yüksek bölgelerinde ise çok kısıtlı miktarda da olsa, çoğunlukla hayvan yemi olarak siyez ve gernik tarımına rastlanmaktadır. Dünyanın başka bölgelerinde de yöresel iklim ve toprak koşullarına uygun, kısıtlı miktarda üretimi yapılan başka buğday türleri ya da alttürleri mevcuttur. Ayrıca, Avrupa’daki spelt buğdayı gibi (Triticum spelta) geçmişte çok yaygın olarak ekilirken sonradan makarnalık ve ekmeklik buğdaylar ile yeri değiştirilen ve kaybolan buğday türleri de vardır. Yazının tamamı
burada.


Kızılca/Kılçıksız/Kaplıca Buğdayı

http://www.lentzspelt.com/spelthealthy.html

Wikipedia


Peynir

4 dl tam yağlı süt,1 dl yoğurt
tuz, 2 çay kaşığı limon suyu

Sütü tencereye koyup kaynamaya bırakın. Yoğurdu tuz ve limonla karıştırın. Süt kaynayınca yoğurtlu karışımı katın. Süt kesilince fazla karıştırmayın. 7-10 dakika kaynatın. Temiz bir tülbentten süzün. Süzdürdüğünüz suyu dökmeyin. Ekmek yapımında ya da başka şekilde değerlendirilebilir.


Ekmek
225 gr. kılçıksız buğday unu (spelt)
250gr. kepekli un
1 kaşık şeker
tuz
2,5 çay kaşığı instant maya
2 kaşık ayçiçek yağı
aldığı kadar peynir altı suyu
Keten tohumu, haşhaş, susam

Unları, tuzu, şekeri, mayayı bir kapta karıştırın. Yağı ve yettiği kadar ılık peynir altı suyunu ilave ederek ele yapışmayan bir hamur yoğurun. Hamuru beş dakika kadar yoğurmaya devam edin. Üzerini örterek iki katı olana kadar mayalandırın. Tekrar hamuru bir iki yoğurup pişireceğiniz kabı yağlayıp üzerine koyun 20 dakika daha bekletin. Hamur iki katına çıkmışsa üzerini elinizle ıslatıp keten tohumu, haşhaş, susam serpin. Önceden ısıttığınız 200 derecelik fırında kızarıncaya kadar pişirin.

Ben hamuru dökme tencereye yerleştirip fırında pişirdim.


27.9.07

Kabak Çorbası


Oğlum çok yemek seçer. Peyniri tost harici asla ağzına almaz. Çorbayı içerken sordu bu ne çorbası diye. Ben de sütlü çorba dedim. "Hmm...Güzel olmuş, hiç tadı yok" dedi!

Tadı yok=Sade=Nötr=Oğlumun damak zevkine hitab eden tat

Onu bunu katıp karıştırmadığım ve fazla baharat çeşidi kullanmadığım, sade bir çorba olduğu için sanırım hiç tadı yok dedi!

1 kabak
1 soğan
1 diş sarmısak
1 y.k. sıvı yağ
1 y.k tereyağ
2 büyük patates
tuz, karabiber
et suyu (su kullandım)
3 kaşık kadar krem peynir

Soğanı küp küp doğrayın, yağları eritin soğanları hafif pembeleşinceye kadar kavurun. Küp küp doğranmış kabak ve patatesleri ilave edip birkaç dakika daha kavurun. Su ya da et suyunu ilave edin kaynamaya bırakın. Tuzu ve baharatlarını ekleyin. Pişince ocaktan alın krem peynir ekleyin ve el mikseri ile püre haline getirin.

Ben ikinci kez yapışımda havuç ve maydanoz sapları ilave etmiştim o da güzel oldu.

20.9.07

Portakallı Çikolatalı Muffin


1 portakal kabuğu rendesi
250 gr. un
1 paket kabartma tozu
125 gr. şeker
2 yumurta
250 ml. süt
125 gr. eritilmiş tereyağ
100 gr. iri kıyılmış çikolata parçaları

  • Fırını 210 dereceye ayarlayalım.
  • Unu, kabartma tozunu, ve şekeri karıştıralım.
  • Başka bir kapta yumurtaları, sütü ve yağı çırpıp unlu karışıma ekleyelim.
  • Portakal kabuklarını ve çikolata parçalarını da ilave edip karıştıralım (fazla karıştırmayın, kek lastik gibi olur).
  • Karışımın dörtte üçünü kağıt muffin kalıplarına dökelim.
  • Muffinleri fırına yerleştirdikten 5 dakika sonra fırının ayarını 180 dereceye indirelim.
  • Piştiğine emin olduğunuzda fırından çıkaralım.
Kaynak: Elle dergisi

19.9.07

Tohum Çimlendirme



Bundan bir yıl kadar önce sevgili Fethiye maş fasülyesini çimlendirmişti. Ben tere ve roka filizini ferahlık verdiği için çok seviyorum. Bir gün mutlaka evde kendim yapacağım bu çimlendirme işini diyeli bir yıldan fazla olmuş! En sonunda tohumları biyolojik ürünler satan bir markette bulabildim. Daha sonra Özgül ablanın da sitesinde görünce iştaha geldim ve başarıyla sonuçlanınca çok sevindim. Yazın yeğenimi sivrisineklerden korumak için pencerelere taktığımız plastik sineklikten artan tül parçalarını atmamıştım. Tohum paketinin üzerinde gerekli olan malzemelerin içinde plastik sineklik yazdığını görünce gülümsedim. Böyle bir amaç için kullanacağım aklımın köşesinden bile geçmezdi. Temizlik açısından aslında bu iş için tülbentten daha uygun malzeme bence.

Çimlenmiş tohumları ekmek arasında, salatalarda, süsleme olarak, soslarda, omlet veya pankeklerde kullanabilirsiniz.

Ne lazım?

Büyükçe bir cam kavanoz (ben salata kasesini kullandım), lastik, tül ya da tülbent bir de çimlendirmek istediğiniz tohum. Tohumlarınızın taneleri çok küçükse sık dokunmuş tül tercih etmek lazım.
Bir yemek kaşığı tohumdan epey çıkıyor. Tohumlar çimlendikten sonra fazla bekletmeyin. Mümkünse iki gün içinde tüketin. Ben içinde yonca, mercimek, çemenotu ve çin turp'u bulunan paketten satın almıştım.

Kaseye 1 kaşık tohum koyup üzerine bol su doldurun. Tülü üzerine örtüp lastiği geçirin. Karanlık bir yere yerleştirin (dolap içi olabilir) ki kendilerini toprak altında sansınlar. Altı saat sonra suyu döküp durulayın. Bir başka kabın üstüne ters çevirin tekrar karanlık bir yere kaldırın. Günde iki defa su doldurup çalkalayın. Suyunu süzdürün. Tohumların çeşidine göre çimlenme süresi 3 ile 5 gün arasında değişiklik gösterebilir. En son gün tohumları gün ışığına çıkarıp aynı işlemi yapın. Son gün tohumlar gün ışığını görünce uyanma zamanı gelmiş artık diyerek canlanırlar. Işığa kavuşmanın sevinciyle allanıp pullanırlar. Ertesi gün yeşermiş filizleri artık kullanma zamanı gelmiştir.

12.9.07

Dökme Tencere Ve Ekmek Pişirmek

Dökme tencerede kızartma ve ekmek daha güzel oluyormuş diye duymuştum. Ne zamandan beri bir dökme tencere almak istiyordum. Geçenlerde aldım fakat kullanım kılavuzu yoktu yanında. İnternette araştırma yaptım ve aşağıda yazdığım bilgilere eriştim. Tencere çok ağır benim bileklerim bu tencereyi kaldırmaya hiç müsait değiller! Ne kadar kullanabileceğim bilemiyorum. Fakat ilk olarak ekmek pişirdim ve harika oldu.

Dökme tencere ilk alındığında daha iyi sonuçlar elde edilebilmesi için bazı işlemlerden geçmeli. Tencereler mağazalarda paslanmaması için koruma maddesi ile kaplanıyormuş. İlk önce bu maddenin giderilmesi gerekiyor. Bir sünger ve bulaşık deterjanı ile tencereyi yıkayın ve kurulayın. Fırını 150 dereceye ayarlayın. Izgarasına alüminyum folyo serin. Tencereyi içi aşağıya gelecek şekilde fırına yerleştirin (kapağı varsa onu da yanına koyabilirsiniz). Yarım saat bekletin. Tencereyi çevirip onbeş dakika daha bekletin. Fırından çıkarıp kurulayın. Tencerenin içini ve dışını hindistancevizi yağıyla yağlayın. Yağlı bir et parçası ile de yapılabileceği yazıyor fakat kokusu pek hoş olmayabilir. Diğer sıvı yağlar da kullanılabilirmiş fakat en iyi gözenek kapatıcı olarak yine hindistancevizi yağı öneriliyor.
Tencereyi kağıtla silip tekrar yağlayın ve tekrar fırına koyup bir saat pişirin. Fırını kapatıp tencereyi içinde soğumaya bırakın. Tencere artık kullanıma hazırdır.

Püf noktaları

Tencereyi birden bire yüksek ısıya tabi tutmayın. Yavaş yavaş ısınmasını ve yavaş yavaş soğumasını sağlayın.
Kullanmadan önce hindistancevizi ile yağlayıp silin daha sonra hangi yağı kullanacaksanız onunla yemeğinizi pişirin.
Kullanım sonrası tencerenin içinde yemek bekletmeyin.
Tencereyi kullandıktan sonra hemen sıcak suyla yıkayın ve kurulayın. Daha sonra yağlayıp kaldırın.
Tencereyi kısık ateşte ocakta da kurutabilirsiniz.
Bulaşık makinasında yıkamayın.
Eğer tencereyi uzun süre kullanmayacaksanız kapağını aralıklı bırakın.

Artık ekmeğimin tarifini vermeye geldi sıra. Bu ekmeği içinde taze otlar kullandığım için oğlumun yemeyeceğini düşünmüştüm. Ekmeği gece geç bir vakitte pişirmeme rağmen oğlum yarısını yedi ve; "anne bu ekmek italyan pizzası gibi kokuyor" dedi.


Otlu Ekmek

4 fincan (4x220 ml) un (kepekli kullandım)
1 kaşık instant maya
1 kaşık tuz
bir kase taze adaçayı, biberiye ve kekik karışımı (doğranmış)
3 kaşık zeytinyağı
400 ml su
  1. Un, maya ve otları karıştırın. Su, ve yağı una ilave edin. Karışımı elastik bir kıvam elde edene kadar yoğurun. Ben mikserle 5-6 dakika yoğurdum.
  2. Yağladığınız bir tepsiye hamuru yerleştirin ve üzerini kapatın. Hamur iki katına çıkıncaya kadar bekletin. Hamuru elinizle alt-üst edip pişireceğiniz kaba yerleştirin. Ben içine yağlı kağıt koyduğum dökme tencereye yerleştirdim. Bir iki damla zeytinyağı ile üzerini yağlayın ve yarım saat daha dinlendirin. İsterseniz üzerine deniz tuzu ve biber serpebilirsiniz.
  3. Fırınınızı 200 deceye ayarlayın ve ekmeğinizi 30 dakika ya da iyice kızarana kadar pişirin.

6.9.07

Sıradaki Tarifler

Arşivde bekleyen tarifler. Bazılarını nasıl yapmıştım iyice düşünmem lazım! Bazı denemelerimin de fotoğraflarını bulamadım! Bu arada mikrodalga fırınım da bozuldu. Onu ne kadar çok kullandığımızı kaybedince anladık! Eşyanın esiri olmuşuz. Hayatımıza nasıl da sessizce giriverdiler. Onsuz birdenbire ne yapacağımızı şaşırdık. Her yok olanın ardından biraz üzülür daha sonra da her zaman olduğu gibi hayatın bize sunduklarına alışır gideriz. Ben bu kez üzülmedim. Kaybettiğim ve yerine bir yenisini koyamayacağım değerler varken bir eşyanın yokluğu beni ne kadar üzebilir, ne kadar yaralayabilir. Bakın fotoğraf makinam olmadan da günlüğümü sürdürebiliyorum. Oğlumun cep telefonu olduğu sürece tabi!



















4.9.07

Rezene Salatası

Rezene Salatası 
 2 portakal 2 kök rezene 2 küçük kırmızı soğan 100 gr. siyah zeytin tuz, biber 1-2 kaşık limon suyu 2-4 kaşık zeytinyağı Portakalları soyup ince ince dilimleyin, salata tabağına dizin. Rezeneyi de aynı şekilde dilim dilim doğrayıp dizin. Halka halka kestiğiniz soğanları da rezenelerin üzerine dizin. Tuz, biberi serpin. Son olarak limon suyu ve zeytinyağı gezdirin.

27.8.07

Kandil Simidi

Beraat Kandilimiz Mübarek Olsun 

 1 paket tereyağ 
 1 çay bardağı sıvı yağ
 1 çay bardağı yoğurt
 ½ çay bardağı şeker
1 yumurta sarısı (akı üzeri için) 
1 tatlı k. kabartma tozu 
biraz tuz
aldığı kadar un 
susam 

Un ile yağ birbirine iyice yedirilir. Diğer malzemelerin hepsi karıştırılıp yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğrulur. Hamurdan parçalar koparıp simit şekli verilir. Simit önce yumurta akına, sonra susama batırılıp (yağlanmış ya da yağlı kağıt üzerine) tepsiye dizilir. Fırında pişirilir. 


Daha önce verdiğim bir tarif. Kandil nedeniyle tekrar yayımladım.

20.8.07

Zeytin (marine) ve Peynirli ekmek dilimi

Zeytinleri marine etmek için sevgili Dilek'in limon turşusuna ihtiyacımız var.

Yarım limon (turşu)
Yarım çay kaşığı havanda ezilmiş kırmızı şili biberi
2 kaşık ince doğranmış taze kişniş (kullanmadım)
2 kaşık doğranmış maydanoz
2 diş ince kıyılmış sarmısak
2 kaşık limon suyu
1.25 dl zeytin yağı (ayçiçek kullandım)
500 gr. salamura zeytin

Limon turşusunu yıkayıp içini çıkarın (içini saklayın daha sonra tavuk marinede kullanabilirsiniz). Kabukları kağıt havlu ile kurulayın. Kabukları ince ince doğrayın. Zeytinler hariç tüm malzemeyi karıştırın. Zeytinleri yıkayın ve bir kapta hazırladığınız sos ile karıştırın. Temiz kavanoza doldurun.

Kaynak: Marokkaanse Keuken

Sürme Peynir

25 gr. dövülmüş ceviz
125 gr. roquefort ya da herhangi bir küflü peynir çeşidi (yağlı olanlar daha iyi)
1 kaşık zeytin yağı
yarım çay kaşığı hardal
bir kaç damla balsamik sirke (olmasada olur)
1 kaşık pulbiber (ben beyaz biber de kullandım)

Tüm malzemeyi karıştırın. Ekmek dilimlerine sürün. Roka ya da fesleğenle süsleyin.
Saklamak için kavanoza doldurup üzerine sıvıyağ dökün ve buzdolabına kaldırın.

Kaynak: Braun


1.7.07

Pralin

Ablam, kızım ve yeğenim şimdi Türkiye'deler. Onların yokluğuna alışmak çok zor olacak. Her yer onların hatıraları ile dolu! 

 200 ml. krema 250 gr. sade (bitter) çikolata 100 gr. hindistancevizi yağı ceviz 2 kaşık portakal suyu Kremayı bir kaba koyun. Kaynayınca ocaktan alın. Ufak ufak doğradığınız bitter çikolataları kremaya ekleyin ve karıştırın. Bir kenarda soğutun. Biraz koyu kıvam alınca çırpıcı ile çırpın. Portakal suyunu ilave edip tekrar çırpın. Karışımı sıkma torbasına koyup kağıt kalıplara sıkın. Üzerlerine ceviz yerleştirin.

28.6.07

Patates Oturtması


750 gr. patates
2 soğan
2 domates
yarım demet maydanoz
300 gr. kıyma
1 kaşık salça
1 kaşık zeytinyağı
50 gr. kaşar peyniri
30 gr. tereyağ

Su dolu tencerede patatesleri haşlayın. Soğanları zeytinyağında kavurun. Kıymayı ekleyip kavurmaya devam edin. Salçasını, tuzunu, baharatlarını ilave edip biraz daha ateşte tutun. Maydanozu ekleyin ve ocaktan alın.

Domatesleri ve soğanları halka halka doğrayın. Yağlanmış fırın kabına domatesleri ve soğanları dizin. Üzerine kıymayı yayın. Daha sonra patatesleri dizin. Bu işlemi malzeme bitene kadar (en son sıraya patatesler gelecek şekilde) tekrarlayın. Rendelenmiş kaşar peynirini patateslerin üzerine serpin. Tereyağını minik parçalara ayırın ve onu da yerleştirdikten sonra fırına sürün. Üzeri kızarınca servis yapın.

İngilizler bu yemeği patates püresi ile yapıyorlarmış. Domates, soğanlar ve kıymadan sonra üzerine patates püresi kullanılıyormuş. Hatta kaşar peyniri yerine susam da serpilebilirmiş. Bu geleneksel yemeğin adı da " Shepherd's Pie" imiş!

Kahvaltılık

Baget ekmekler (yarı pişmiş) üzerine domates, taze soğan, yeşil biber, taze fesleğen, mozarella, baharatlar ve çedar peynirlerini dizip fırında pişirdim. Kiraz domatesleri ikiye kesip kürdan batırdım. Sırasıyla, domates+fesleğen+mozarella+fesleğen+domates dizerek servis tabağını süsledim.

18.6.07

Bademli Lokum


Tarif Sahrap Soysal'dan. Asıl adı "Fındıklı Lokum". Evde fındık çok az kaldığı için badem ile denedim ve pekmez+tahin miktarını iki katına çıkardım. Tahin+pekmez karışımını seviyorsanız denemenizi tavsiye ederim, pişman olmayacaksınız!
Fotoğrafı oğlumun cep telefonu ile çektik. Artık bir süre böyle idare edeceğiz.

Malzemeler
  • 250 gr. eritilmiş margarin (tereyağı kullandım)
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kab. tozu
  • 8 bardak un (ben azar azar aldığı kadar kullandım)
  • 1 çay kaşığı dövülmüş karanfil
  • 1 yumurta akı
İçi için;
  • 2 su bardağı kıyılmış fındık
  • 2 tatlı kaşığı tarçın
  • 2 tatlı kaşığı pekmez (ben bir su bardağı pekmez ve bir su bardağı tahini karıştırdım ancak yetti!) tarifte bir eksiklik var sanki, bence bolca kullanmak lazım bu malzemeden! 
  • 2 tatlı kaşığı tahin
  • 1 su bardağı şeker
Margarini/tereyağını eritin. Ilık süt, vanilya, kab.tozu, un ve çok ince dövülmüş karanfilleri ekleyip sert bir hamur yapın (ilk denememde sert hamur yapıp açmakta çok zorlanmıştım, bu kez daha yumuşak yaptım ve hiç bir sorunla karşılaşmadım!). Hamuru en az 20 dakika dinlendirin. Tarçın, tahin ve pekmezi karıştırın. Şeker ve fındıkları karıştırın ve 3 kaşık kadarını üzeri için ayırın.

Hamuru 4 eşit parçaya bölün (ben daha fazla parçaya böldüm). Her parçayı unlamadan tezgahın üzerine dikdörtgen şeklinde açın. Hazırlanan içten hamurun üzerine sürün. Hamuru rulo yapıp, 2 parmak genişliğinde kestikten sonra, üzerlerine yumurta akı sürüp, ayırdığınız fındığı serpiştirin.

Tepsiyi yağlamadan lokumları dizin. 175 derecelik fırında 20 dakika pembeleşinceye kadar pişirin.

....................♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ........................

Yeğenimle pasta kurabiye çalışmalarına devam ediyoruz. Yanımdan bir saniye bile ayrılmak, yapım aşamalarını kaçırmak istemiyor. Mutfak tezgahına oturup beni izlemek istiyor. Mutfağım çok küçük olduğu için bazen; Hayır! olmaz, ayağımın altında dolaşma lütfen diyorum. Yeğenim ise her defasında beni harika cevaplarıyla yumuşatmayı başarıyor. " Ama orası ayağının altı değil ki!"
Bugünlerde çok yoğunum. Ablamların gitmesine çok az kaldı. Sizleri ziyaret edemiyorum, en kısa zamanda uğrayacağım. Günlüğüme uğrayıp tebessümlerini bırakanlara, mesaj bırakan ve bırakamayanlara sevgilerimi sunuyor güzel bir hafta diliyorum. Sağlıcakla kalın.